Herkes tarafından bilindiği gibi kediyi eğitemezsiniz. Bu görüşü kesin olarak savunamayız. Bunun aksini kanıtlayan ve insanların emirlerine, daha doğrusu isteklerine uyan kedilere rastlanıyor. Gereken durumda da itaat ederler, ama her zaman ve herkese değil.

Hiç kuşku yok ki kedi çok zeki ve öğrenme yeteneği çok yüksek olan bir canlıdır. İnsanın emirlerine uymamaları için hiçbir neden olmadığı düşünülebilir. Yine de emirlere çok az uyarlar. Neden? Büyük akrabaları aslan ve kaplanlar bile sirklerde itaat ederler. Bu karşılaştırma geçerli değildir, çünkü aslan ya da diğer büyük vahşi kediler bizim “oda kaplanları”na nazaran daha kolay terbiye edilebilir. Aslan ile insan arasında gergin bir ilişki mevcuttur. İnsan ona yaklaştığında kedi ondan uzaklaşır. Bu mesafe bozulursa atağa kalkışır. Bu basit kuralları ve de yumuşak bir yaklaşımı hayvan terbiyecisi uygularsa, aslanları istediği gibi yönlendirebilir. Ev kedilerinde bu durum farklıdır; onlar doğumdan ölüme kadar öğrenirler.

Yeni edinilmiş deneyimler ustaca uygulanır ve duruma uyum sağlanır. Bu yüzden kediler şehirde, ormanda, çeşitli avları yakalamayı çok severler. Onlar en lüks apartmanlarda, çiftliklerde ve hatta aşırı kalabalık kedi bakım evlerinde bile yaşayabilirler. Bu uyum sağlayabilme yeteneğini elbette zeki oluşuna bağlayabiliriz. Prensipte kedileri çok iyi terbiye edebilmeliydik, ama onların kendine özgü davranışları vardır. Bir kedi, bir davranışı yapma gereğini uygun görmüş ise onu bir durumdan asla bir daha vazgeçiremezsiniz. Örneğin bir koltukta oturmak istiyor, başka bir koltuğa onu asla oturamazsınız; şimdi oynamak istiyorsa onu daha sonra oynamak için ikna edemezsiniz.

Kediler ve Eğitim

Bu davranışları yüzünden birçok insan çaresizliğe sürüklenir, onlar kedilerin aşırı dik kafalılığından ve titizliğinden şikâyetçi olurlar. Yani kedinin çok gelişmiş iki özelliği vardır: Serbest öğrenmesi ve doğru olarak kabul ettiği davranışı aşırı bir şekilde uygulaması. Bunlar belki de birbirine ters düşen özelliklerdir, fakat ancak böylelikle kedi değişik ortamlarda kendini koruyabilmekten öte başarılı bir yaşam sürebilmektedir. Bunlardan yola çıkarak kedi eğitimi için bir ana kural koyabiliriz: Kediyi öğrenmeye hazır bulundurabilmek için, yeni bir ortam, yeni bir durum yaratmak gerekir.

Bunun için bazı örnekler sıralayalım: Kedi sahipleri evde kedilerine dokunamadıkları halde veteriner tarafından nasıl böyle iyi bir şekilde muayene edilebildiklerini kendi kendilerine her zaman sormuşlardır. Veteriner kulaklarına bakar, derecesini alır ve ona iğne bile vurur. Evde böyle durumlarda kedi önce tehdit eder, daha sonra ısırırdı. Veterinerin çok dikkatli ve hassas davranışları ve mesleğinin getirdiği deneyimi vardır. Yine de bir hile kullanmaktadır.

Nasıl mı, çok basit: Hayvan üzeri düz olan bir masaya yatırılır. Burada şu durumlar ortaya çıkmaktadır. Bilinmeyen yabancı bir çevre, belli bir yükseklik ve pençelerin tutunamayacağı düzgün bir taban. Kedi hemen beklemeye başlar, veteriner de bundan yararlanır. İkinci gelişinde kedi zaten istenileni yapmaktadır. O şunu öğrenmiştir: “Burada emirlere ve istenilenlere uymam gerekir.” Evde yine eskisi gibi kendi isteklerini uygular. Şımarık kediler hayvan bakım evlerinde de çok rahat hareket ederler. Yabancı çevre onları ilk anda şaşırtmaktadır, böylece beklemeye çekilirler. Çoğu zaman yiyeceklerini diğerleriyle birlikte aynı kaptan alırlar hatta tek tük arkadaşlıklar kurarlar. Eve geri geldiğinde mutlu olur, çünkü burada sahibine istediği gi bi davranabilir.

Uslu bir ev kedisi, dışarıya gezmeye çıktığı anda çok çekingen bir avcıya dönüşebilir. Onlar insanlardan kaçınırlar, vahşi hayvanlar gibi hareket ederler ve önüne gelen her şeyi avlamaya çalışırlar. Evde ise yine herkesin kucağına gelir ve okşanmayı isterler. Yani çevreye ve duruma göre değişik şekilde davranırlar. Kedileri eğitebilmek için bu davranışları göz önünde tutulmalıdır. Tanıdık çevrede ve insanlarda kedi alışkanlıklarını değiştiremiyor.

İşte burada insan bazı yöntemleri kullanmalı. Örneğin kedinize trafiğin yoğun olmaya başladığını ve artık dışarıya çıkmaması gerektiğini öğretmek istiyorsunuz. Ben bu durumda onu önce birkaç gün evde tutardım. Bu bir değişikliktir. Daha sonra tasması takılır ve güzel havalarda gezdirilir. İlk başlarda onu çekmek yerine iz onu takip edin. Bu alıştırmalar zamanla yavaş yavaş yoğunlaştırılır. Kedinin günlük akımını değiştirmek istediğinizde, örneğin yemek saatlerini değiştirmek, kap ya da tuvaletin yerini değiştirmek, en sevdiği yeri başka bir yere kaydırmak gibi, kedi hayvan bakımevinden geri geldiğinde ya da evinizin şeklini değiştirdiğinizde daha kolay yapabilirsiniz. Köpeklerde yapılabilen “gel”, “git” “otur”, gibi emirlerin kedilerde de uygulanabilmesi çok zordur. Yine de imkânsız değildir, bunun sebebi de kedilerin neden emirlere itaat etmek zorunda kaldıklarını anlamak istemediklerindendir. Övücü sözler ve ödüllendirmeler köpekteki sonucu vermese bile, belli mesafeler katetmeye yardımcı olur.

Bağırmak ve cezalandırmak son derece gereksiz davranışlardır. Böyle bir yetiştirmenin yararları her zaman tartışılmaktadır. Sirk düzeyindeki bir yetiştirmeye çok az rastlanır. Geçtiğimiz yıllarda Moskova Devlet sirkindeki bir gösteriye bayıldım. Hayvan terbiyecisi aslana o kadar hassas ve yumuşak davranıyor ve onlara, yaptıklarının kendi düşünceleri olduklarını hissettiriyordu ki hayvan sever bir insanın içi açılıyordu. Direkler üzerinde dengede kalmak, podesten podese atlamak, tırmanmak gibi hareketler hayvanlar için uygun hareketlerdir. Hiçbir zaman sert bir kelime duyulmamaktadır, hayvanlar emir üzerine bunları yapıyorlar. Bütün hayvanların terbiyesi böyle olsa, hayvanları koruyanlar bir dertten kurtulmuş olurlardı.